• Tüm canlılar içinde annebabaya bağımlı olarak yaşaması gereken en uzun süreye sâhip insanın bebeklik dönemi (erken çocukluk dönemi/ 0-3 yaş dönemi) için “hayatın en gizemli dönemi” demek sanırım yanlış olmaz.
  • Bu bölüm, hiç hatırlamadığımız, bizi biz yapan o olağanüstü zamanların keşfine birlikte çıkmak için bir başlangıç noktası olarak görülebilir. Bebekle birlikte doğan anneliğin ve babalığın ruhsal dünyasında bir gezinti sayılabilir.
  • Hayatı hissetmemizi, algılamamızı ve bilinçli bir şekilde fark etmemizi sağlayan, duygu (aşk, üzüntü, öfke, sevinç, şaşkınlık, korku, vb.), düşüncelerimiz (politik ve dini inançlarımız, fikirlerimiz, vb.) ve davranışlarımız (ör, konuşmalar, yazı-çizi, alınan kararlar, vb.) oluştuğu yer olan beynimizin yaklaşık %90’ı ilk 5 yaşta şekilleniyor.

  • Aslında bebek, daha dünyaya gelmeden, hattâ anne karnına bile düşmeden, annebaba adayının zihninde doğuyor. Bu nedenle “bebek ruh sağlığı” da bebek dünyaya gelmeden çok önce dünyaya geliyor.
  • Doğal olarak da, annebabanın “genleri”, “hormonları”, “kendi bebeklik ve çocukluk ilişkileri ve deneyimleri”, “fantezileri”, “umutları”, “korkuları”, “tabuları”, “kültürel inançları”, “alışkanlıkları”, “yaşam zorlukları” ve daha pek çok şey bebeğin ruh sağlığını etkiliyor.

 

“bebek ruh sağlığı değerlendirmesi”
uzman doktor hilal tuğba kılıç